bize de bekleriz.






















Kristal avize. Tasarruf ampulü takmışlar. Yapma çiçekler, nasıl da parçalayasım gelir.
Kristal kesme küllük. Misavire bile sunulmayacak kadar değerli bir çöplük.
Kristal kesme sigaralık. Bayramda önemli misavirlere içi fındıklı çikolata vermek için kullanılır(temiz hava).
Kristal çay bardağı, tabağı. Tasarruflu bir ikram sunuyor. Çayın bereketi artıyor. Çay kaşıkları bile antika.
Kristaller. Vitrinde. Altın günü olan annelerin kızlarına acıyorum.

Eski koltukların ve berjerlerin üzerinde biz yokken kırlentler oturuyor.
Kışın, en az sokak kadar soğuk. Depo bile olur, yeri gelir.
Kimin yaşadığı belli değil.

Beyaz dantelli tül perdeler.
Meyve tabağında, yarısı yenilmemiş muz.
Hiç içilmeyecek alkol şişeleri.
yazık.

Emeralds - Living Room

David-being lost inside












The Radio Dept. yenisi, vatkalı ceket, gömlek üstü süveter ve kolorize gözlükle dolaşan yirmilerindeki genç  kadar dramatik.
Ama David'i (ya da David'i dinleyeni) "başka birinin sorunu" olarak hayal etmek daha olası.
Ve loser edebiyatının yaşa bakmadığına kanıtlar bunlar hep.

Çınar yapraklarına basın.
Güneşe bakın.

The Radio Dept. - David 

The Radio Dept. - David (Rice Twins Remix)

no-fi sana geliyoruz!




























Hola müzik sevici,

Washed Out nasıl bir şeydir? Hiç dinledin mi bu adamın yaptıklarını?
Adı Ernest Greene.
Pop yapıyor... öyle yaptığını iddia ediyor. Gayet 80'ler, gayet tape recording.
Albümlerini kaset olarak satacak kadar tape recording.

Tüm renkleri karıştırır da beyazı bulur gibi, atmosphericchilldiscowavegazecore-fi janr çırpıcısından no-fi olarak çıkıyor. Washed Out da bizler için söylüyor:

Mono sesler,
analog makinalar,
doğal yaşam,
bol oksijen,
güneş ışığı,
daha çok seks.

Washed Out Blog
Washed Out Myspace

Washed Out - Belong

Washed Out - Olivia

Inner monologue
























"melankolinin getirdikleri" adlı şiir programımızda bugün sizi birkaç tatlı çocukla tanıştırıyoruz.. belki de siz onları zaten biliyordunuz ama bilmeyenleriniz için de anlatacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

bu çocukcağızların yaptıkları öyle ki, "akdeniz akşamları seşıns"tan sonra dile dolanabilecek en naif şarkılar bunların... (sesleri haluk levent'ten daha bi' iyi, haliyle.)

Adları Woods. Polaroid ve Kolaj diyarından gelmişler kulağımıza.(brooklyn öyle bi diyar mıydı?)
Lo-fi mi dediniz, folk mu dediniz? eminim benden daha iyi biliyorsunuzdur ne dinleyeceğinizi ama Woods çocukları pek bi' iyi, bana kalırsa.

çünkü kendileri loserlık müessesesini yücelttiklerini düşündüğümüz şarkılar yaparak(bir "Born to Lose" mesela) aklımızı çeliyorlar. hem ağlar hem giderimcilikte de çok başarılılar(bir "Death Rattles" misal).

şu-bap şu-bap "uuu uuuu" ve akustik gitarın insan evladını yerle bir edişi!!!
çıplak ayak ve kumsal.

Yine, yılın en iyilerinden.

woods - born to lose

woods - death rattles

yeni yayınladıkları şarkıların tümü için hıklayınız

HEPSİ KERİZ



Entürkteyment,şş

Fuji Kureta - Lucid Dreams Ep



Fuji Kureta - toutles les femmes

Fuji Kureta - Slice of Life


Laz Fm'den bedavaya çeksleyin

counter on
blogger