"Bütün Ümitlerim Kördüğüm Oldu"
Türkiye’de dergi namına gelmiş geçmiş en faydalı ve harika oluşumlardan biri olan “paldır kültür dergisi” HAYVAN’ın eski sayılarını karıştırırken karşıma çıkan rahmetli Esengül’ün hayatını okuyup damarlara doğru ilerlerkene; mp3lerine sarıldığımdan beri arabesk pop caz alaturka sırtımda yamalı bir hırka haydi haydi gidelim parka eksenine kayan müzik zevk-ü sefam dertli zamanlara derman olacak şarkılara yönlendi.
Aralık 2005 tarihli sayıdan Naim Dilmener’in Esengül yazısını paylaşmadan da duramadım,okumakta fayda vardır. :::
BETERİN BETERİ VAR
Tarih : 19 Nisan 1979
Semiramis gazinosunun assolisti Esengül, trafik kazasında yaşamını kaybeder.” Sabaha karşı, Ataköy’de meydana gelen kazada, Esengül ‘le birlikte, şarkısının erkek arkadaşı Faruk da can verir. Aynı arabada bulunan Esengül’ün kız kardeşi Sezen ile erkek arkadaşı Turan hafif yaralanır.” Şarkıcının ölümüne, otomobile saplanan bir kalas parçası yol” açmıştır. “ Asıl adı Esen Ağan olan şarkıcı, bir süre önce de, Adnan Şenses ile yaşadığı aşk ilişkisi nedeniyle gündeme gelmiş ve muhabirleri peşinden koşturmuştu.” Ama gazetecilerin-muhabirlerin,19 Nisan ve sonrasında peşinden koşmaları gereken bir “aşk ilişkisi” değil, yeri-zamanı-biçimi tuhaf ve inanılmaz görünen bir ‘trafik kazası’dır artık. Bunların bir kısmı olup bitene çok üzülür; sahnelerde-gazino kulislerinde peşinden koşturup durdukları bu “Halkın içinden çıkıp gelmiş ve zirveye oturmuş genç ve sevimli şarkıcının hayatını kaybetmesi” gerçek anlamada bir trajedidir onlara göre. Sayıca çok az bşr kısmına göreyse “ Su testisi, su yolunda kırılmıştır”. Böyle düşünen bir kısım basın mensubuna göre, “Türk mafyasını birbirine katan olayların kadını Esengül’ün erkekleri çıldırtan tombul ve pembe vücudu,şimdi morgun soğuk mermerleri üzerinde” yatmaktadır. Sonra da, bu ‘trafik kazası’nın saçmalığı ve tuhaflığı üzerine,hemen hemen herkesin kafasından geçenler özetlenir. “ Kimse trafik kazası olduğuna inanmadı olayı duyunca. Esengül’ün eceliyle ölmeyeceğini herkes söylüyordu. ‘Mafya bir hesabı kapattı’ sözleri dolaşmaya başlamıştı dün sabahtan itibaren İstanbul’da” Basının büyük bir bölümü şarkıcının ‘tombul ve pembe ‘ vücudundan söz açmasa bile, kazanın manasızlığı üzerinde özellikle durmuştur: “ Esrarengiz bir trafik kazası, esrarlı kadının hayatına son vermiştir.
Haline Şükret Dostum
‘Esrarengiz’ ve ‘esrar’ sözcükleri, olayın üzerinden epey bir zaman geçtikten sonra bile ortalıktan çekilmez. Esengül, en az birkaç yıl daha meclislerin-toplantıların baş konularından biri olur. Türlü söylentiler alıp yürümüştür : “ Aslında ölmedi, yurt dışına kaçtı, orada görüntüsünü değiştirdi, estetik oldu, başka bir isim ve kimlikle yaşıyor, çok korkuyordu ,başka çaresi yoktu, ancak böyle yapabilirdi, ancak böyle kurtulabilirdi…” Esengül, bir efsaneye dönmüştür şimdi. Bir ‘samimiyet kalesi’ olarak kabul edilen şarkıları söyleyen bu isim, artık başka bir düzlemde anılır-konuşulur olmuş, şarkıları nacak bu “karanlık” senaryoyu daha da karanlık bir hale getirmek için kullanılır olmuştur. Hayatın bin sillesini yedikten sonra, bir yerlerde panik halinde tutunarak ayakta kalabilmeyi becermiş bu ‘küçük kız ‘,tam da “ Artık kurtuldum, artık rahatladım! “ diyebileceği bir noktaya gelmişken, bir ‘matrix2e dâhil edilmiş, sonra da sıfırlanmıştır. 80’li yıllar, bize (diğer bütün samimiyet kaleleri gibi) Esengül’ü unutturdu. Hiç şüphesiz ağır hayranları hep şarkıcının peşinde oldu; şarkılarına kulak vermekten vazgeçmediler, dinlediler, hüzünlendiler, ağladılar. Ama büyük çoğunluk için bunu söylemek çok güç, çünkü Esengül’ü ‘dijital’ bir ortamda dinleme imkanı bulunamıyor, şarkıları disklere her niyeyse transfer edilemiyordu. Almanya’da yayınlanan Klasikler–1 ve 2 diskleri vardı ama bunlar ancak oradakilerin dertlerine çare olabiliyor, buralara kadar ulaşamıyordu. Neyse ki bu büyük açık, yenden yapımcılığa dönüş kararı alan Uzelli sayesinde kapatıldı. Bu görmüş geçirmiş önemli firmamız, yapımcılığa başlama kararını esengül ile taçlandırdı ve “ Beterin Beteri Var”, “Taht Kurmuşsun Kalbime” adlı best of’u yaynlayarak,günümüz kuşağının önüne bu emsalsiz kraliçenin şarkılarını sürdü. Proje koordinatörü olan Işıl Ağca’nın titiz çalışması neticesinde bugüne kadar yayınlanabilmiş olan en iyi (hadi sözcüğü kullanalım artık) ‘arabesk’ albüm olmuş “Beterin Beteri Var”. Vaktiyle sesi ve şarkılarıyla her türden insanı etkilemiş, derin izler bırakmış bu gerçek kraliçe,şimdi çok kaitesiz kasetlerden-mp3lerden değil, “digital” bir ortamdan ulaşacak onu sevenlere ya da keşfetmek isteyenlere.
Esengül’ün trajik sonu kimlerine göre hala bir muamma, belki öyledir belki değildir; ama en azından bu albümle birlikte artık ona ulaşabilir olduk. Bu da yeter de artar bile. Keşke söylenenler doğru olsaydı,keşke Esengül Almanya ya da başka bir memleketten bizi sessizce izliyor olsaydı, bu en iyi olurdu ! Ama ne yapalım, değilse değildir ve elimizden bunu değiştirmek gelmez. Ama şu gelebilir : Uzelli’nin albümünü bir alete yerleştirebilir ve dinleyebiliriz. Bunu yapacak olanlardan özel bir ricamız var: Lütfen ses düğmesini olabilecek en üst noktaya çıkararak dinleyin bu şarkıları! . Dertleneceksiniz, ağlayacaksınız, belki kapıları camları çarpacaksınız. Bırakın komşular rahatsız olsun, sizin hıçkırıklarınız arada kaynasın gitsin; çoğunlukla olduğu gibi.
Naim Dilmener
“Hayvan” 43. sayı Aralık 2005
0 yorum:
Yorum Gönder