Broadcast-ing myself


Broadcast, birkaç yıldır arşivimde artık tozlanmaya ve unutulmaya-hatta hiç hatırlanılmamaya- yüz tutmuşken yeni yeni yeniden keşfedildi tarafımdan. Ne istediğimden emin olamadığım için her şarkısını teker teker dinliyorum günlerdir.

Havaların soğuması veya gökyüzünün grileşmesi, şehrin nemlenmesi biraz gecikeceğinden halet-i ruhiyede biraz ayar yapmak gerekiyor. Her daim dans edemeyeceğime göre biraz kafa karıştırmak doğru olacaktır diye düşünüyorum... Broadcast her türden kafa karışıklıkları için bir albüm sunmuş, sağ olsunlar.

Zaten kadın sesi dedin mi akan sular duruyor, biliyorsunuz. Kadın vokale boğulmaktan öte, bunlardaki hissiyat daha derin, daha bir yoruyor. Yoran şarkılar düşündürüyor. Düşünmek kiminin işine gelmiyor ama repeate takılınca şarkılar, beyin hücreleri ölme hızında yenileniyor ve kulaklar ısınıyor yavaştan.

2000 çıkışlı Noise Made by People albümünde havalar biraz esintili ve yağmur çiseliyor. Hayatını kendi elleriyle karartan film noir insanı. Arada, ilahi bir ışık hüzmesi beliriveriyor ortalıktan... Look Outside çıldırtır. İnsanın içinden bin yıllık çınarlar çıkartır bir anda.

Bir de Tender Buttons albümü var, 2005 çıkışlı... Onun havası az bulutlu, akşama doğru da tatlı talı esiyor. Öğlen sıcağı cazır cuzur, kendinden geçişler, yolda bağıra çağıra şarkı söylemeler, sabahın köründe bisiklete binmeler veya. Mutlu mudur, deli midir bilemedim. Black Cat, henüz yaprakları dökülmemiş ve yaseminleri açmaya devam eden metropollerin saçma çığlıkları adeta... Gözler kapalı, koşar adım geri geri gitmek gibi.

Broadcast - Look Outside
Broadcast - Black Cat

0 yorum:

counter on
blogger