İhtiyar Olmadan Ağardı Saçlar



Şurdan buraya şey ettim

Yeniçağın bilgisayar bağımlısı genç tüketicileri olarak her türlü yaşanmışlığın özüne kolayca ulaşıldığından hissiyatların doğruluğundan zaman zaman endişe duyduğumuz oluyor. Edindiğimiz bir albümden, izlediğimiz bir filme kadar her alanda kafalarımıza samimiyet eksenli soru baloncukları yerleştiriyoruz, fakat yepisyeni çıkan Fairuz Derin Bulut & Ali Tekintüre albümü bu düşüncelerimizden bir nebze bile etkilenmeyecek cinsten.

Her türlü globalizasyon ve yerelleştirme hezeyanına bağlı olarak içleri türlü türlü boşaltılan ve akabinde türlü şekilde prim gören kavramların yılmaz takipçisi popüler kültür ataşeleri olaraktan şimdilerdeki kafa açacağımız: “Arabesk”

Türlü kaybedilmişliklerin en yalın haliyle; steril ve içten pazarlıklı acıların kıyısından köşesinden geçmeden nağmelere döküldüğü arabesk; 80’lerin baskı ortamında: düşünen, fikir üreten ve yaşamı hissetmeye çalışan insanların türlü şekillerde hissizleştirilmelerinden sonra; şehir nüfusunda patlama, işsizlik, türlü kriz, baskı ve işkencelerin arkasında; umut ve ekmek kapası ekseninde şehirlerin yanında yavaş yavaş büyüyerek ümitler ve acıların kol kola gezindiği varoş ortamlarından mega köy şehir merkezlerine sızmayı başladığı yıllardan beri hor görülen bir müzik türü oldu.

Yalnız şunu belirtmeden geçemeyeceğim ki; Müslüm Gürses konserinde kendini jiletleyen gençlerden korka korka bahseden, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay dinleyenleri kıro ve başka envai çeşit iyi veya kötü arabesk müzisyeni türlü şekillerde tu kaka eden; akabinde 2000’lerin başında türlü moderin – modern değil moderin – arabeskçi türetip –kır saçlı Özcan Deniz out, yönetmen Mahsun in- , Müslüm’ü de baş tacı eden antin kuntin entel medyasal safsatalarla alakamız yoktur. Bilakis arabesk müziği sevimli bir popüler kültür oyuncağı gibi alıp hüznünü rafine yaşayıp, yine günlük hayatına devam eden kendine mahsus kültürel sömürgecilik anlayışında değiliz. Arabesk seven mühendislik fakültesi metalcisi hiç değiliz.

Sınıfsal yapılanmalarda insanların kendini ifade ettikleri söz öbekleri, söylemler ve müzik türlerine bakaraktan; kendini jiletleyen adamın isyanı da, dolmuş da direksiyon sallayan adamın acılarını da, başka bir dilin hezeyanları olarak görmekte olan yurdum şehirlisine göre kıro olarak görülmesi, varoşun hissiyatlı delikanlısı tarafından da şehirli insanın entel yavşaklar olarak betimlenmesi de türlü yabacılaştırılma çalışmalarının ürünü olarak sırıtmakta. Fakat sosyal analizsel çıkarımlarımızı fazla uzatarak sizi sıkma taraftarı da değilim. Zaten genel mutsuzluk öğeleri de her yerden kolayca önümüze serilmekte.

Biraz da müziğe dönersek, Fairuz Derin Bulut’la olan tanışıklığımız Sinek Saz’lı, Gonca’lı, Kaçmaa’lı albümleri Kundante’ye dayanmakta. Kendilerinin ilk albümlerinden sonra araya giren askerlik dönemlerinden sonra pek ses soluk duymasak da, Ayben’le beraber yaptıkları icraatlarla tekrar piyasaya döndüklerinin sinyallerini vermişlerdi. Rap şarkılarının arasında çalıkları pavyon müzikleriyle de şaşkınlık uyandırmaktaydılar bende.

Ali Tekintüre ismine aşina olmayanlar için küçük bir wikipedia enstantanesi şeklinde açıklama yaparsak, son 20 yılda arabesk müzik dalında şarkı söyleyen Bergen’inden, İbo’suna, Zeki Müren’den Orhan Gencebay’a ve türlü birçok arabeskçiye şarkı sözü veren, şiir kasetleri bulunan, Roll röportajından hallice edindiğimiz bilgiye göre, arkadaşlarının “Unkapanı’na heykeli dikelesi bir insan” olarak nitelendirdiği bir abimiz kendisi.

Doublemoon etiketiyle çıkan albümde, Fairuz Derin Bulut’un esas kadrosunun yanında vokallerde Gonca Öncel ve Serkan Döver’i dinlemekteyiz. Albümü gidip satın alırsınız şayet içinden güzel bir CANIM DEDİKLERİM sticker’ı ve ufak bir kitapçık da çıkmakta. Sticker da tam araba arkasına yapıştırmalık cinsten diye eklemek isterim.

Albümdeki bütün şarkı sözleri Ali Tekintüre’ye ait, albümde özellikle açılış şarkısı Acı Gerçekler gerçekten damar ve ötesi bir şekilde içimize işler durumda. Albümde zamanında birbirinden öte hit olmuş şarkılar mevcut, İbo’dan Canım Dediklerim, Orhan Gencebay’dan dinlenilen Büyük Aşkımız ve envai çeşit hit şarkı. Zamanında ağabeyimizin üstünden çok ekmek yemiş millet ama pek minnet etmemişler kendisine...

Sonuçta uzun uzadıya gitmezsek, şu sıralarda dünyada ve ülkede olan biten kafa karıştırıcı ve mide bulandırıcı türlü mutsuzluk öğelerine karşın; basit ama etkili bir şekilde, isyanı belki belirli bir sınıfa karşı haykırılmasa da her daim kadere sitemkâr olan “Arabesk” içteki acılara bir nebze de olsa merhem olacaktır zannımca.

Fairuz Derin Bulut @ Myspace

counter on
blogger