Yardımcı Olmuyor



Yeni başlayan bir gün,
Uykusuz geçen gece,
Aldığım ilaçlar, Gittiğim doktorlar,
Vücudumdaki yaralar...
Gittiğim Şehirler,
Tatiller,
Yeni yüzler,
Aldığım kararlar,
Bozduğum kurallar,
Kendime yenildiğim günler...

Kimse için yazılmamış, hiçbir şey için ortaya çıkmamış, nerede olursam olayım, ne yaparsam yapayım, nasıl hissedersem hissedeyim... Hayatımın bekleme salonunda çalan şarkılar listesinde en başta yer alıyor...
Aslı söylüyor, ben söylüyorum. Aslı söylüyor, ben yaşıyorum. Aslı
söylüyor, ben ağlıyorum... Aslında yalan söylüyorum. İnanmayın.
Sizler de yalanlar söylüyorsunuz. Sizler de yardımcı olmuyorsunuz,
hiçbir zaman da olmadınız zaten. Aslı öngörülü biriymiş. Ben sonradan fark ettim ne yazık ki... Belki bir gün o beni bulur? Yardımcı olur??


Aslı - Yardımcı Olmuyor

İkibiniyedigeçe Değerlendirmesi Birinci Kısım

Yeni yılla beraber müzikal olaylarla ve gruplarla olan alakamızın had safhaya ulaşmasıyla beraber müzikal zevkimiz de fazlasıyla gelişti sanıyorum. Eskiden birkaç şarkısını dinleyebildiğimizde bile duygu patlamaları yaşatacak grupların çoğunu es geçmemizi sağlayacak fazlalıkta mp3 ve albümle dolu seneyi tamamlayıp geriye baktığımızda yeni türeyen birçok indie-shit grup, envai çeşit müzik türünü sentezleyen deneysel abiler, gitarını elinden düşürmeyen yeni romantikler ve seri üretime geçmiş disko topu müzisyenleriyle karşılaştık. Birçoğunu tüketip attıysak da, bir o kadarı da zihnimizde kendinden izler bıraktı.Bende kendi çapımda pasta kıvamında zevksel-renksel bir liste peydahladım. Buyrunuz:

10- PJ Harvey - White Chalk

Naçizane listeme 10. sırasındaki Pj Harvey hanımın şöyle bir durumu var ki : bir neslin liseli gençleri olarak çoğumuz aşıktı ona, biz büyüdük olgunlaştık fakat, Pj Harvey rocker şablonunda takılıp kalmaya devam etti yıllar yılı. Biz onu sevmeye devam edebilirdik elbet fakat White Chalk ile bütün işlerinden çok daha farklı ve gerçekçi bir iş yapınca iyiden iyiye takdirimizi kazandı ve inanılmaz sesiyle harika bir albüm kaydetti.



9- Noisettes - What's The Time Mr. Wolf?

İnsana dinleyince içini enerjiyle dolduran gruplardan biri olan Noisettes’i listeme almayı pek istedim. Çünkü yeni binyılın başında fırlayan The Strokes ,Yeah Yeah Yeahs gibi gruplar her ne kadar çok popüler olsalar da canavar gibi müzik yapmaktaydılar ve Noisettes’de bu grupların getirdiği havayı en iyi taşıyanlardan biri kanımca.

8- The Arcade Fire – Neon Bible

Bütün 2007’nin en iyi albümleri listelerinin değişmez ismi sanırım Arcade Fire. Kanada’lı grubun şarkı sözleri ve yarattığı atmosferle kendilerine hayran olmamak elde değil. Dünya gözüyle görmeyi en çok istediğimiz gruplardan biri haline gelen Montreal’li orkestrayı Neon Bible albümü mp3 playerlarda en fazla dönen albümlerden biri olmuştu.

7- Tracey Thorn – Out Of The Woods

Tracey Thorn bir çok zıpçıktı elektronik müzik içinde hem eğlenceli hem de hüzünlü şarkılarıyla yılın en güzel albümlerinden birine imza attı bence. It's All True’ ile bütün yazı geçirdikten sonra, The Magnetic Fields coverı “Grand Canyon" ile de sonbaharı geçiriverdim. Kendisinin Everything but The Girl zamanlarından bile daha iyi bir albüm yaptığını düşünmekteyim

6- Devendra Banhart – Smokey Rolls Down Thunder Canyon

Benim için yılın müzikal açıdan en hüzünlü durumu Devendra Banhart’ı kanlı canlı görememektir herhalde, aslında ilk albümünü dinleyince kendisine hiç ısınamamıştım fakat Smokey Rolls Down Thunder Canyon gerçekten hafif “freak” Banhart Beye hayran olmamı sağlayan bir albüm oldu. Seahorse, Bad Girl, Tonada Yanomaminista bu yıl duyduğum en iyi şarkılar arasında yer almakta.

Mp3:

Noisettes- Cannot Even (Break Free)

Tracey Thorn - It's All True

Arcade Fire - Black Wave- Bad Vibrations

"übermag için hazırlanmış iki çift kelamdır "

Sober @ Dinamo




Sabırmag 2007 playlistimiz yazar arkadaşlarımızla beraber bugün Dinamo Fm'de olacak,kulaklar 19.00'da onlara çevrile,ciao

The Gadsdens


“Onlar bizden görüp yazdı” yi onlar bizden görüp yazmadan önce; biz onlardan önce görüp yazdığımızdan bunu onlar bizden görüp yazacak

The Gadsdens - Sailor Song

The Gadsdens - Small Town Boy

Yanağa hafifçe fiske vuruyor The Gadsdens. Yeni yılda da zihnimizi fazlacana kurcalayabilir


The Gadsdens @ Myspace

TOP 2






1 - Tracey Thorn - Out Of the Woods
2 -
Hande Yener - Nasıl Delirdim?

Diary Of An 22 Year Old Girl



dreaming, dreaming of you, thinking of me
my pounding heart, you are going to be my lover
bound together, frustrated, forever
wide eyed, losing control, drag me down, touch me
make me tremble, make me want you
you’re so filthy, aren’t you baby

dreaming of you, do I scare you?
I want you, I always have
anything you want I’ll be, give it me.
I’m a sex junky , so are you, baby.

nothing to fear, nobody here, just US
no-one to fear but ourselves.
let me guide you, do I scare you, yes
anything you want from me, i’ll be


Client - Diary of An 18 Year Old Boy

Client - Sarah Blackwood


Geçen ay mini bir Türkiye turnesiyle ülkemizi dolaşan Client’ı İzmir konseri sonrasında yakalayarak ufak bir sohbet yapmak arzusundaydık. Yüksek topuklu hanımlar başlarda biraz nazlı davranarak röportaj konusunda bizi hayal kırıklığına uğratsa da içlerinden belki de en ulaşılmaz görüneni Sarah Blackwood bizi kırmayarak konser sonrası sorularımıza cevap verdi. Yanına biraz çekinerek yanaştığımız Blackwood; buzlar kraliçesi görünümünün ardında müzik, moda ve sinema hakkında verdiği samimi cevaplarla içimizi ısıttı.

Öncelikle hoş geldiniz, dün akşamki Ankara konseriniz nasıl geçti ?

İnanılmaz bir kalabalık vardı, oldukça iyi bir kitleye çaldığımızı düşünüyorum. Ancak bazı teknik sorunlar yüzünden moralimiz bozuldu. Konser sırasında elektrikler kesildi ve ses sisteminde büyük problemler yaşadık. Sonrasında ise bunu unutturacak kadar iyi bir performans sergilediğimizi düşünüyorum.

Sizce İngiliz olmak ve İngiltere de yaşamak müziğinizi nasıl etkiliyor?

Özellikle gençliğimin büyük bir kısmını geçirdiğim Manchester beni çok etkilemiştir.-iç çekişler- İlham kaynaklarımızın birçoğunu buradan alıyoruz, Joy Division, New Order gibi gruplar…

Son albümünüz Heartland’de birkaç cover şarkıya da yer verdiniz, bu şarkıları seçme nedeniniz neydi?

Güzel bir noktaya değindin, Öncelikle ben her zaman cover şarkılar yapma taraftarı biri değilim ama Adam and the Ants’in şarkısı Zerox’u albüme koymayı çok istedik. Çünkü bana göre Ants zamanında hak ettiği değeri ve krediyi alamamış bir grup. Özellikle Zerox’un zekâ dolu ve cüretkâr şarkı sözleri şimdi ortaya çıkan mainstream grupları çok iyi betimliyor. Ayrıca bizim stilimiz olan çalışan iş kadını giyim tarzına da uyan bir şarkı.

Son yıllarda İngiltere’de birbiri ardına parlayıp sönen birçok indie müzik grubu mevcut ve İngiliz müzik piyasasının ve Amerikan gruplarının karşılıklı olarak birbirinden etkilendiğini görüyoruz, siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Evet, aslında durum pek de iç açıcı görünmüyor, bence uyuşturucu sorunu olan genç delikanlıların eline gitar tutuşturmamak gerekiyor.



Peki Carl Barat ve Pete Doherty hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bence onlar (The Libertines ) çok daha farklı bir yerde, onlar bulundukları kulvarda yeni bir akım başlattı. Sonra bir de baktık ki bütün herkes Carl gibi şarkı söylemeye ve Gary (Powell) gibi davul çalmaya başlamış… Birçoğu da onların berbat taklitleri… Bence kesinlikle her zaman hatırlanması ve saygı duyulması gereken insanlar.

Yeni çıkan elektronik gruplar hakkında neler düşünüyorsunuz? Fransız yeni akım disco gruplarından haberiniz var mı? Kitsune, Ed Banger şirketleri gibi?

Aslında şu aralar kendi müziğimizle o kadar ilgiliyim ki başka gruplara pek rağbet etmiyorum, arada yine de Joy Division’ı es geçmem.

Ian Curtis’in hayatını anlatan Control’u izlediniz mi?

Evet, izlediğim zaman bana gençliğimi ve orda geçirdiğim güzel günleri hatırlattı. Kuzeydeki güzel günleri… Duvarlardaki posterleri hatırladım, biraz hüzünlü ve sıkıcı anıları da…- iç çekişler- Yinede fotoğrafçı Anton Corbjin harika bir iş çıkarmış, gerçekten çok vurucu bir film olmuş.

İnsanlar genelde şarkılarınızı dinlerken hem dans ediyor hem de hüzünleniyor, bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Bence insanlarda böyle duygular yaratabilmemiz pop elementlerini kullanırken seçtiğimiz şarkı sözlerinden geliyor.

Müziğinizde kötümserlik ve karanlığın yanında, seksilikte mevcut bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Şöyle bir durum var ki erkekler üniforma içinde gördükleri kadınları bir şekilde hayranlık besliyorlar, aslında dürüst olmak gerekirse gerçekçi olmayan kadın figürleri görmekten bıktık usandık hepimiz. Piyasa öyle bir duruma geldi ki kadınlar biraz gövdesini sergilesin, biraz popusunu göstersin… Herkes bu basitliğin içine düşmüş, bazı şeyler biraz saklı kalmalı, bu kadar basitleştirilmemeli.

Client’ın üstüne oturan üniforma imajı nereden gelmekte acaba?

Aslında bu durum Kate’in fikri olarak ortaya çıktı. Kendimize uyacak ciddi ve kadınsı bir konsept ararken Kate uniformfreak denilen bir site buldu. Burada 60’lar ve 70’lerin İskandinav hava yolları hosteslerinin üniformalarını seçip Berlin’de yaşayan moda tasarımcısı bir arkadaşımızdan bizim için kıyafetleri modifiye etmesini istedik ve bence sonuç harika oldu. Ancak, bu akşamki konserimizde giydiğimiz etek ve bluz de Marks&Spencer etiketliydi. Çok sıradan bir marka olmasına rağmen sahnedeki duruşumuzu iyi ifade ettiğini düşündük.

Modanın müziğiniz üzerindeki etkisi hakkındaki düşünceleriniz neler?

İlk albümümüzün kartonetinde Vivienne Westwood elbiseler ve Christian Louboutin ayakkabılar giyiyorduk ve ben hayran kaldım. Westwood’ a gerçekten hayranım. Bence kadınlara gerçekten harika bir stil ve model kazandırdı. Özellikle son koleksiyonundaki elbise ve etekler büyüleyici güzellikte ve çılgıncaydı...

Son moda trendler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir acaba? “Sıfır beden” olayında haberiniz vardır sanırım?

Bence çok sağlıksız bir durum, bu çılgınlık yüzünden birçok genç insan anoreksiyaya yakalanıyor. Genç kızlar şekil bozuklukları geçiriyor. Örneğin bazı mankenlere bakın örneğin Naomi Campell gibi bunlar kafamızdaki kadın imajına benzer bir“kadın”dır. Ama şöyle bir durum var ki, ajanslar Doğu Avrupa’yı dolaşıp 14 yaşlarındaki kızları daha hayatlarını yaşayamadan alıyorlar Bu ufacık kızların üzerine dikilen elbiselerin maliyeti de en az olacağı için bu minik kızları kullanıyorlar. Beni daha da sıkan durum ise ünlü insanların da bu saçmalığa matah bir şeymişçesine körü körüne bağlanıp bu durumu moda haline getirmesi

Müziğinizle birçok insanı, hatta gayleri bile kendinize hayran bırakıyorsunuz, kendinizi fetiş unsuru olarak gördüğünüz oldu mu?

-kahkahalar- Avrupa’da birçok konserde etrafımızda erkekler dolu. Bazen gittiğimiz konserlerde kadın izleyicilerimizi görmek zor oluyor. Hatta bir keresinde İtalya’da bir şovda bütün izleyiciler içinde sadece iki kadın vardı, her taraf İtalyan erkekleriyle dolmuştu -kahkahalar yükseliyo

Kendi tasarladığınız Satisfaction Guaranteed markalı iç çamaşırları ve Client t-shirtlerinden satabildiniz mi?

Evet, yanımızda getirdik ancak satma imkanımız olmadı ne yazık ki. Sadece konser sırasında CDlerimizden kopyalar verebildik. (Röportaj sırasında biz de hediye edilen "Satisfaction Guaranteed" rozetlerimizi çantalarımıza sessizce iliştiriverdik)
İskandinavya turnesinden sonra yeni albüm hazırlıklarına başlayacağınızı duyduk?
Aslında başladık bile on adet şarkımız demo halinde hazır, ama şarkıları Rotherdam Sessions’da olduğu gibi EP olarak piyasaya sürmeyi düşünmüyoruz. Henüz dinleyicilerimizle paylaşmayı düşünmüyoruz.

Şu aralar Client üyelerinin mp3 playerlarında neler çalmakta?

Ben pek yeni bir şey dinlemesem de elimden geldiğince takip ediyorum. New York Dolls, İggy Pop, Blondie dinliyorum. New York çıkışlı punk gruplarını dinliyorum son zamanlarda. Kate ise yoldayken ambient-tekno tarzı genelde şarkı sözü olmayan gruplar dinliyor.

Son olarak... Yakın zamanda client E olarak bildiğimiz Emily Mann artık grubun üyesi değil. Bu durum hakkında neler söylemek istersiniz?

Emily bildiğiniz gibi bir süper model yarışması kazanmıştı. Ancak bizimle çalışarak kendisini farklı bir yerde görmeyi arzuladı. Bir süre bu şekilde gitmesine rağmen sonrasında kendisi için modellik yapmanın daha doğru olacağına karar verdi ve aramızdan ayrıldı. Bundan sonra Kate ile beraber yeniden iki kişi olarak devam edeceğiz. Canlı performanslarımızda ise bass gitarist olarak turnemiz kapsamında farklı isimlerle çalışıyoruz.

.... katkılarından dolayı x1977x(Altay) ve zerofeelings(İpek) e teşekkürü borç bilirink

Hepimiz Biraz Huzursuzuz



İnsanın içini ezen şarkıların güzelliği midir? yoksa zaten kendi içimizde bulunan gerçeklere açılan anahtarlara duyduğumuz saygının bir simgesi mi bütün bunlar,aslında şarkılardan ve sanatçılardan çok kendiliğimize ve "bir parça canlı hissetmeye" tapıveriyoruz acilinden,belki belki...

This place is on a mission bıdıbıdı

counter on
blogger